Kızıllar şehri Bolonya’ya hoş geldiniz! İtalya’da sizi Ortaçağa ışınlayan şehirlerden biri kesinlikle Bolonya. Oldukça tanınan bir şehir olsa da turistler nedense bu şehri daha çok transit bölge olarak kullanılıyor gibi geliyor bize. Bir noktadan bir noktaya gitmek için kullanılan ara durak noktası ya da kalkış/varış uçağı için uğranılan bir şehir oluyor genellikle.
Başta büyük bir şehir gibi görünen ama gezdikçe aynı sokaktan tekrar geçiyormuş ya da aynı meydana çıkıyormuşsunuz gibi hissettiren bir şehir Bolonya. Siena’ya benzer atmosferi, kızıl ve turuncu renkleri ile bezeli dar sokakları ve tarihi binaları ile bizce mutlaka uğranmayı hak ediyor. O halde gelin Bolonya’yı birlikte keşfe çıkalım!
Bolonya’ya Ne Zaman ve Nasıl Gidilir?
Bolonya ne zaman giderseniz gidin enerjisi ve havası bizce hep aynı. Kıpkırmızı şehir sizi her zaman büyülüyor. Bu yüzden cevabımızı ucuz bilet bulduğunuz herhangi bir tarihten yana kullanmak istiyoruz.
İstanbul’dan Bolonya’ya direkt uçuş bulunuyor ve uçuş ortalama 2 saat sürüyor. Eğer uçağınız Roma’ya iniyorsa, Roma’dan kalan trenlerle 2.5 saatlik bir yolculuğun ardından kendinizi Bolonya’da kahvenizi yudumlarken bulabilirsiniz.
Daha önce de bahsettiğimiz gibi Avrupa içi ulaşım, bilet fiyatları ve saatleri hakkında bilgi almak için Rome2Rio sitesine bakabilirsiniz. Sadece ulaşım değil aynı zamanda otel ve araba kiralama için de farklı opsiyonlar sunuyor.
Bolonya'da Konaklama
Bolonya’da konaklama için şehrin merkezinin biraz daha dışını tercih ederseniz daha uygun fiyatlı opsiyonlar bulabilirsiniz. Trail of Us Funtanir isimli bir oteli tercih etmişti, dilerseniz ona göz atabilirsiniz.
Ya da şehirde biraz daha lokal gibi takılmak isterseniz Airbnb üzerinden kiralık ev opsiyonlarına da göz atabilirsiniz.
Bolonya'da Gezilecek Yerler
Bolonya’da yürüyerek şehri gezmek için 1 gün yeterli oluyor, eğer müze müze gezmek isterseniz tahminimizce 2-3 güne ihtiyacınız olacaktır. Gelin gezilecek yerlere bakalım!
- Piazza Maggiore: Şehrin en hareketli meydanlarından biri. San Petronio Bazilikası da bu meydanda yer alıyor, Bolonya’nın en ünlü katedrali diyebiliriz.
- Fountain of Neptune: Yine aynı meydanda görebileceğimiz çeşme de Bolonya’nın ünlü uğrak yerlerinden biri. Zaten meydanda görmemeniz imkansız gibi bir şey.
- Palazzo Dell’archiginnasio: Kütüphane gezmeyi seviyorsanız burası tam sizlik olabilir.
- Quadrilatero: Burası şehrin eski market alanı! Bu alanda birçok kafe ve restoran yer alıyor, şehrin keyfini çıkarmak için güzel bir bölge.
- Piazza San Stefano: Şehrin en büyük kiliselerinden Santo Stefano’nun bulunduğu meydan yine zaman geçirmek için güzel alternatiflerden.
- Finestrella di Via Piella: Bolonya’yı Venedik’e dönüştüren bir pencere burası! Çok bir özelliği olmasa da pencereden bakıp 2 saniyeliğine kendinizi Venedik’te hissetmek güzel.
- Two Towers (Asinelli ve Garisenda): Bu kulelere Bolonya’nın simgesi diyebiliriz. Garisenda kulesi yamukluğu ile ünlü, dolayısıyla ikinci bir Pisa vakası gibi düşünebilirsiniz. Kişi başı 5 euro ödeyerek Asinelli’ye çıkabilirsiniz. 498 merdivenli kulenin hem içinde, hem de tepesinde harika manzaralar var, güzel bir şehir manzarası için kesinlikle değer!
Bolonya’da Yeme-İçme
Bolonya’nın nesi ünlü derseniz hemen cevabımızı verelim: Bolonez sosları ve lazanyaları! O yüzden burada bolonez soslu her şeyi yemek serbest, aldığımız kalorileri de düşünmüyoruz.
- San Silvestro in Cantina: Bolonez demişken bolonez soslu makarna yiyebileceğiniz bir restoran önerisi ile başlayalım. Restoranın yer aldığı Piazza Minghetti çok tatlı bir bölge, gitmişken civarda gezinmeyi de unutmayın.
- Trattoria Baraldi: Bu önerimiz biraz daha ekonomik takılmak isteyenlere geliyor. Hem hesaplı, hem de lezzetli alternatifler sunan Trattoria Baraldi’yi hem kahvaltı hem de öğle yemeği için tercih edebilirsiniz.
- La Prosciutteria: İtalya’da yapmayı sevdiğimiz bir şey varsa o da kesinlikle peynir ve şarküteri tabağı ile birlikte şarap içmek! Bolonya’da lazanya ve bolonez harici bir şeyler yemek isterseniz bu restorana mutlaka uğramanızı tavsiye ederiz. Burada her şey self servis, menüde sadece peynir, şarküteri tabakları ve şarap bulunuyor. Kasada menü seçiminizi yaptıktan sonra isminiz çağırılıyor ve tabaklarınızı alıp leziz peynir ve etlerin keyfini çıkartıyorsunuz.
- Osteria dell’Orsa: Buranın önünde sıra görmüyorsanız, günün şanslısı siz olabilirsiniz. Hemen kendinizi restoranın içine atmanızı öneririz. Uygun fiyatlı olduğu için genellikle öğrenciler tarafından tercih edilen Osteria dell’Orsa bir o kadar da lezzetli yemekler sunuyor. Fakat öğle saatlerinde gitmeyi denerseniz hiç abartmıyoruz 2 saatlik bir sıra ile karşılaşabilirsiniz. Bu yüzden burayı akşamüstü saatlerinde tercih edebilirsiniz. Bolonez soslu Tagliatelle’si ile ünlü, kesinlikle deneyin!
- La Montanarina Bistro: Sokak aralarındaki barları sevenler el kaldırsın. Kaldırımlara taşmış sandalye ve masalarla dolu, kulaklarımızın sadece İtalyanca kelimeler duyduğu yerleri çok seviyoruz. Lokallerin arasında kaybolmak, yarım saatliğine bile olsa onlardan biri gibi davranmak çok hoşumuza gidiyor. Bu bar da tam böyle hissedebileceğiniz bir yer! İtalya’nın ünlü Aperol Spritz kokteylinden içebilir, sokaktan geçenleri keyifle izleyebilirsiniz!
- Pappare: Kahvaltı için kesinlikle uğranması gereken bir yer Pappare! Hayatınızda hiç görmediğiniz kadar çok çeşitte kruvasan bulunuyor. Fındıklı çikolata dolgulu kruvasanını kesinlikle deneyin!
Arrivederci!
