Afrodisias Antik Kenti ve Müzesi Rehberi

Afrodisias Antik Kenti ve Müzesi Rehberi

Bu Rota İçin Önerdiğimiz Ürünler

Bu yazımızda rotayı Ege’ye, Aydın taraflarına çeviriyoruz. Aydın’ın Karacasu İlçesi’nde yer alan Afrodisias Antik Kenti’ni tanımaya ne dersiniz?

Böylesine güzel bir şekilde korunmuş antik şehirleri görünce çok mutlu oluyoruz. Sanki yüzyıllar öncesine ışınlanmış gibi hissedeceğiniz sokaklarda yürümek ve tarih kokan bu antik şehre göz atmak için gelin yazımıza başlayalım.

Afrodisias Antik Kenti ve Müzesi Rehberi yazımıza geçmeden önce Afrodisias Antik Kenti'ni ve daha yüzlerce pin noktasını Ontrail Maps'te bulabileceğinizi hatırlatmak istedik.

Ontrail Maps

Afrodisias Antik Kenti 101

Afrodisias’da yerleşim tarihi M.Ö 5 bin yıl ortalarına kadar uzanıyor ve tahmin edebileceğiniz üzere kent adını aşk ve güzellik tanrıçası olan Afrodit’ten alıyor.

Kuruluşu M.Ö 5 bin yıllarına dayansa da, Roma egemenliği ile birlikte şehrin güçlenmesi M.Ö 2. yüzyılını buluyor. Afrodisias ismi de bu dönemde kullanılmaya başlanıyor.

2017 yılında UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne dahil edilen Afrodisias Antik Kenti’nin belki de en ilginç hikayelerinden biri 1958 yılında Ara Güler tarafından keşfedilmesi.

Hikaye aslında Ara Güler’in 1958 yılında Aydın’ın Geyre beldesine gazeteci olarak gelmesi ve dönüş yolunda yolunu kaybetmesiyle başlıyor. Yolunu kaybedince en yakın köye giden ve buradaki köylülerle muhabbet eden Ara Güler, köyde birçok tarihi eser olduğunu görüyor ve köylülerin bu eserleri günlük hayatlarında bile kullandıklarına şahit oluyor. 

Köyden ayrılmadan önce gördüğü eserlerin fotoğraflarını çekiyor, döndüğünde de köyü araştırmaya başlıyor. Fakat hiçbir kaynağa ve bilgiye ulaşamıyor. Ardından çektiği fotoğrafları Times dergisine göndermeye karar veriyor ve Times dergisi fotoğrafları yayınlamak için renkli versiyonları istiyor.

Ara Güler’in köye tekrar gidip, fotoğrafları renkli çekmesi sonucu Times dergisi fotoğrafları yayınlıyor ve bu basında büyük ses getiriyor. Amerika’dan arkeologların bölgeye gelmesi ve araştırmalar yapması sonucunda şu anda bildiğimiz gibi bu bölgenin Roma İmparatorluğu’na ait olduğu, tarihi ve ismini Afrodit’ten aldığı ortaya çıkıyor.

Tüylerimizi diken diken eden bir başka detay da 1961 yılından itibaren hayatını bu kazıya adayan Türk arkeolog Prof. Dr. Kenan Tevfik Erim. Bölgede çalışmaların başlamasını sağlayan arkeolog kendini Afrodisias’ın kazılarına öylesine adıyor ki, 1990 yılında vefat ettiğinde buraya gömülüyor. Türkiye’de bir antik kente gömülen ilk kişi ve arkeolog oluyor. 

Haftanın her günü açık olan Afrodisias Antik Kenti’ni Müze Kart ile ücretsiz olarak ya da 15₺ karşılığında ziyaret edebiliyorsunuz. Antik kentin içerisinde bir de müzesi bulunuyor, buraya kadar gelmişken müzesini de mutlaka gezmenizi tavsiye ederiz.

Afrodisias Müzesi

Baştan belirtelim, eserler öylesine güzel korunmuş ki bayılmamak elde değil. Müzedeki eserlerin tamamı antik kentte keşfedilmiş eserlerden, eserlerin büyük bir çoğunluğu ise heykellerden oluşuyor.

Antik kentin yakınlarındaki, Babadağ eteklerinde yer alan mermer ocakların bu şehirde sanatı tetiklediği ve heykel okullarının kurulmasında büyük bir etkisi olduğu biliniyor. Müzede göreceğiniz eserlerin tamamı da bu heykeltıraş okulundan çıkan heykellerden oluşuyor. 

Müzenin içerisinde Afrodit heykeli, İhtiyar Balıkçı heykeli ve şehrin tarihinde oldukça önemli olan birçok farklı rahip veya imparatorların heykellerini görmek mümkün. Bu eserlerin böylesine güzel bir şekilde günümüze ulaşması ve korunması gerçekten çok mutlu ediyor.

Antik Kentte Görebileceğiniz Yapıtlar

  • Antik Tiyatro

8 bin kişilik kapasiteye sahip Afrodisias Tiyatrosu da öylesine güzel korunmuş ki, sanki az sonra burada yeni bir oyun sergilenmeye başlayacakmış gibi hissediyorsunuz. 

Roma döneminde burada gladyatör ve hayvan savaşları yapıldığı da biliniyor. Mermerden yapılan tiyatro sahnesi karşısında hayran olmamak elde değil.

  • Sebasteion

Sebasteion için Roma döneminde imparatorlara tapılan dini yapı diyebiliriz. Binanın ikinci ve üçüncü katlarındaki sütunlar arasında imparatorların heykelleri yer alıyor. Bu binada korunan tüm eserlere müze içerisinde de ulaşabiliyorsunuz.

  • Stadyum

Afrodisias’da bulunan stadyum dünyada en iyi korunan stadyumlardan biri olarak yer alıyor. Anıtsal bir tapınak kapısına sahip bu stadyumun 30 bin kişilik bir oturma alanı bulunuyor. 

  • Afrodit Tapınağı

Kentin en önemli yapılarından birine Afrodit Tapınağı diyebiliriz. Zamanında bu tapınağın sadece tapınak ve kutsal alan olarak kullanılmadığı, ayrıca Afrodit’in öğretilerini halka yaymak için de bir felsefe okulu gibi işlev gördüğü biliniyor.

Yukarıda saydığımız yapıtların haricinde kentte daha birçok kalıntı ve esere rastlamak mümkün. Afrodisias gibi antik kentleri gezebilmek gerçekten büyük şans diye düşünüyoruz. Yolunuz Aydın’dan geçiyorsa umarız siz de bu büyüleyici antik kente birkaç saatinizi ayırırsınız. Şimdiden keyifli keşifler!