Pamukkale’yi her düşündüğümüzde ne kadar da güzel bir isim demeden geçemiyoruz. İnsanın kendini pamukların üzerinde hissettiği travertenleri, hemen yanı başındaki tarihi antik kenti ve civarını herkesin görmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Bu yazımızda yolunuzu Denizli’ye çevirmeye karar verirseniz gezebileceğiniz ören yerlerinden bahsedeceğiz. Pamukların üzerinde hissettiren bir seyahat için gelin bölgeyi anlatmaya başlayalım.
Pamukkale Travertenleri yazımız başlamadan Pamukkale Travertenleri'ni ve dört farklı kategorideki yüzlerce pin noktasını Ontrail Maps'te bulabileceğinizi hatırlatalım istedik.
Pamukkale Travertenleri
Unesco Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan ve doğal bir sit alanı ünvanına sahip Pamukkale Travertenleri Denizli’ye 18 km uzaklıkta yer alıyor. Yol üzerindeki tabelaları takip ederek alana kolaylıkla ulaşabiliyorsunuz.
Travertenlere haftanın her günü, Müze Kart ile ücretsiz girebiliyorsunuz. Müze kartınız yoksa 2021 fiyatları ile giriş ücretinin 80₺ olduğunu da söyleyelim. Gitmeden önce açılış ve kapanış saatlerine bakmanızı da öneririz, kış döneminde ören yeri akşam 18:00’e kadar açık oluyor.
Travertenler 101
Gelelim travertenlerin oluşum hikayesine. Binlerce yıldır şifahane olarak bilinen, bazı cilt hastalıklarına iyi gelen bir bölge burası.
Termal sular ve içerisindeki mineraller sayesinde pamuk gibi bembeyaz bir görüntüye sahip travertenler. Oksijenle temas eden suyun kimyasal bir reaksiyona girmesi ve ardından da çökelmesi ile oluşuyorlar. Bu çökeltiler ilk başlarda jel kıvamında olsa da zamanla katılaşıyor ve günümüzdeki görünümlerini alıyorlar.
Bölgede toplamda 17 farklı termal su kaynağı bulunuyor, her birinin de sıcaklıkları 35 ila 100 derece arasında değişiyor.
Travertenleri korumak ve bu büyüleyici güzellikteki doğa harikasının yapısını bozmamak için ziyaretçilerin sadece belirli alanlarda dolaşmasına izin veriliyor. Travertenlerin üzerinde dolaşmak, yürümek ve sıcak suyu deneyimleyebilmek için ayakkabılarınızı çıkartmanız gerekiyor, bunu da söyleyelim.
Hierapolis Antik Kenti
Travertenleri gezdikten sonra aynı bölge içerisinde yer alan Hierapolis Antik Kenti de görmeden olmaz.
Ören yerine bir kere giriş yaptıktan sonra Hierapolis’e girmek için ayrıca bir ücret ödemenize gerek kalmıyor. Yani giriş ücretine Pamukkale Travertenleri ve Hierapolis Antik Kenti dahil diyebiliriz.
Hierapolis Antik Kenti’nin M.Ö 2. yüzyılda kurulduğu ve ismini Bergama’nın efsanevi kurucusu Telephos’un karısı olan Hiera’dan aldığı söyleniyor. Kent deprem kuşağı üzerinde bulunduğu için depremlerde yıkıldıkça tekrar inşa ediliyor. Onca depreme ve yıkıma rağmen kentin bugünkü halini görünce insan hayret ediyor.
Hristiyanlığın Anadolu’da yayılmasında önemli bir şehir olduğu ve İsa’nın 12 havarisinden biri olan Aziz Philippus’un burada öldürüldüğü biliniyor. Bu yüzdendir ki şehir onun anısına din merkezi ilan ediliyor.
En büyüleyici yapılarından biri Hierapolis Antik Tiyatrosu desek yanılmayız. Yaklaşık 10 bin kişi kapasiteli bu antik tiyatro öylesine güzel ki, insan saatlerce bu manzaraya bakmak istiyor.
Sadece antik kent ve müzesinde bile 2-3 saat geçirmek mümkün, o yüzden bu rotaya minimum yarım gününüzü ayırmayı unutmayın.
Antik kenti gezdikten sonra yolunuzu Kleopatra Havuzu’na çevirmeyi de unutmayın. Kleopatra’nın bu havuzda yüzdükten sonra güzelleştiği efsanesini taşıyan bu havuza girmek isterseniz ekstra bir ücret ödemeniz gerekiyor. Havuza giriş için müze kartın geçmediğini de söyleyelim.
Laodikeia Antik Kenti
Pamukkale’ye sadece 5 km uzaklıktaki bir diğer görülmesi gereken yer de Laodikeia Antik Kenti. Lykos Irmağı güneyine konumlanan bu antik kentin tarihi M.Ö 3. yüzyıla dayanıyor.
Aynı Hierapolis gibi Laodikeia’da Hristiyanlık tarihi için oldukça önemli bir yere sahip. Öyle ki kutsal haç merkezi olarak kabul ediliyor. Anadolu’nun en büyük stadyumu ve İncil’de adı geçen 7 kilisesinden biri olan Laodikeia Kilisesi de bu şehirde yer alıyor.
Bizce adeta Efes Antik Kenti kadar büyüleyici Laodikeia’ya bir şans vermenizi öneririz. Pamukkale’ye kadar gelmişken buraya da uğramadan geçmeyin.
Sizi hem tarihte küçük bir yolculuğa çıkaracak hem de bulutların üzerine taşıyacak Pamukkale’yi en kısa sürede ziyaret etmeniz dileklerimizle.
Şimdiden iyi seyahatler!